SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

ZEKAT BAHSİ

<< 1017 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

69 - (1017) حدثني محمد بن المثنى العنزي. أخبرنا محمد بن جعفر. حدثنا شعبة عن عون بن أبي جحيفة، عن المنذر بن جرير، عن أبيه ؛ قال : كنا عند رسول الله صلى الله عليه وسلم في صدر النهار. قال: فجاءه قوم حفاة عراة مجتابي النمار أو العباء. متقلدي السيوف. عامتهم من مضر. بل كلهم من مضر. فتمعر وجه رسول الله صلى الله عليه وسلم لما رأى بهم من الفاقة. فدخل ثم خرج. فأمر بلال فإذن وأقام. فصلى ثم خطب فقال: " { يا أيها الناس ! اتقوا ربكم الذي خلقكم من نفس واحدة } [4 /النساء/ الآية 1] إلى آخر الآية .{ إن الله كان عليكم رقيبا}. والآية التي في الحشر: { اتقوا الله ولتنظر نفس ما قدمت لغد واتقوا الله} [59/الحشر/ الآية 18] تصدق رجل من ديناره ،من درهمه، من ثوبه ،من صاع بره، من صاع تمره (حتى قال) ولو بشق تمرة "قال: فجاء رجل من الانصار بصرة كادت كفه تعجز عنها. بل قد عجزت .قال: ثم تتابع الناس .حتى رأيت كومين من طعام وثبات. رأيت وجه رسول الله صلى الله عليه وسلم يتهلل. كأنه مذهبة فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم:  "من سن في الإسلام سنة حسنة، فله أجرها، وأجر من عمل بها بعده. من غير أن ينقص من أجورهم شيء. ومن سن في الإسلام سنة سيئة، كان عليه وزرها ووزر من عمل بها من بعده. من غير أن ينقص من أوزارهم شيء".

 

{69}

Bana Muhammedü'bnü'l-Müsennâ El-Anezî rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer haber verdi. (Dediki). Bize Şu'be, Avn b. Ebî Cuhayfe'den, o da Münzir b. Cerir'den o da babasından naklen rivayet etti. Cerîr şöyle demiş:

 

Biz gündüzün ortasında Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında bulunuyorduk. Derken yalın ayak kaplan postu rengindeki gömleklerini veya abalarını başlarına geçirmiş, kılıçlarını çekmiş; ekserisi hattâ hepsi Mudar kabilesine mensup çıplak bir takım adamlar Nebi [Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e geldiler. Onların muhtaç hâlini görünce Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yüzü değişti. îçeri girip çıktıktan sonra Bilâl'e emir buyurdu, Bilâl ezanı okuyarak kaamet getirdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'de namazı kıldırdı. Sonra hutbe okudu ve:

 

«Ey insanlar! Sizi bir kişiden yaratan Rabbinizden korkun...[ Nisa 1 ] âyet-İ kerimesini sonuna (yâni) «Şüphesiz ki Allah sizin üzerinizde gözcüdür» âyetine kadar ve Haşr süresindeki «{Allah'dan korkun. Her nefis yârın (Âhiret) için ne gönderdiğine bir baksın. Allah'tan korkun... [ Haşr 18 ]» âyet-i kerimesini okudu.

 

(Sözüne devamla) «Bir adam dinarından, dirheminden, elbisesinden, bir sâ' buğdayından, bir sâ' kuru hurmasından sadaka vermelidir. Velev ki yarım hurma olsun» buyurdu.

 

Derken Ensâr'dan bir zât hemen hemen elinin taşıyamıyacağı kadar hattâ elinin taşımaktan âciz kaldığı bir kese getirdi. Sonra bir biri ardınca herkes bir şeyler getirdiler. Netice'de yiyecek ve elbiseden müteşekkil iki yığın gördüm. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in (mübarek) yüzünde altınla yaldızlanmış gibi parladiğını gördüm. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)

 

«Her kim İslâm'da güzel bir çığır açarsa, o çığırın ecri ile kendisinden sonra o çığırla amel edenlerin ecirlerinden hiç bir şey noksan edilmemek şartıyla sevapları kendine aittir. Ve her kim İslâm'da kötü bir çığır açarsa o çığırın vebalı ile kendisinden sonra onunla amel edenlerin vebalı hiç bir noksanları olmamak üzere ona aittir.» buyurdular.

 

 

(1017) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا أبو أسامة. ح وحدثنا عبيدالله بن معاذ العنبري. حدثنا أبي. قالا جميعا: حدثنا شعبة. حدثني عون بن أبي جحيفة. قال: سمعت المنذر بن جرير عن أبيه قال:

 كنا عند رسول الله صلى الله عليه وسلم صدر النهار. بمثل حديث ابن جعفر. وفي حديث ابن معاذ من الزيادة قال: ثم صلى الظهر ثم خطب.

 

{…}

Bize Ebû Bekir b, Ebi Şeybe rivayet etti (Dediki): Bize Ebû Usâme rivayet etti, H.

Bize Ubeydullah b. Muâz El-Anberî de rivayet etti. (Dediki): Bize Babam rivayet etti. Bu râvîlerin ikisi birden demişler ki: Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Bana Avn b. Ebî Cuheyfe rivayet etti. (Dediki): Ben, Münzir b. Cerîr'i babasından naklen rivayet ederken dinledim; şöyle demiş:

 

Biz, gündüzün ortasında Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında idik...»

 

Râvî hadîsi ibni Ca'fer hadisi gibi rivayet etti.

 

îbni Muâz hadîsinde: «Sonra öğle namazını kıldırdı, sonra hutbe okudu, dedi.» ziyâdesi vardır.

 

 

70 - (1017) حدثني عبيدالله بن عمر القواريري وأبو كامل ومحمد بن عبدالملك الأموي. قالوا: حدثنا أبو عوانة عن عبدالملك ابن عمير، عن المنذر بن جرير، عن أبيه ؛ قال:

 كنت جالسا عند النبي صلى الله عليه وسلم. فأتاه قوم مجتابي النمار. وساقوا الحديث بقصته. وفيه: فصلى الظهر ثم صعد منبرا صغيرا. فحمد الله وأثنى عليه. ثم قال: " أما بعد. فإن الله أنزل في كتابه: يا أيها الناس اتقوا ربكم الآية".

 

{70}

Bana Ubeydullah b. Ömer El-Kavârîrî ile Ebû Kâmil ve Muhammed b. Abdilmelik El-Emevî rivayet ettiler. Dediler ki: Bize Ebû Avâne, Abdülmelik b. Umeyr'den, o da Münzir b. Cerîr'den, o da babasından naklen rivayet etti. Cerir şöyle demiş:

 

«Ben, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında oturuyordum. Derken kaplan postu rengindeki gömleklerini başlarına geçirmiş bir takım insanlar Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e geldiler...»

 

Râvîler bu hadîsi kıssası ile rivayet ettiler. Bu hadîste: «Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem) öğle namazını kıldırdı. Sonra küçük bir minbere çıkarak Allah'a hamd-ü senada bulundu. Ve: Bundan sonra:

 

«(Malûmunuz olsun ki) Allah, kitabında (Ey insanlar! Rabbinlzden korkun!..) âyet-l kerîmesini indirdi; buyurdular.» İbaresi de vardır.

 

 

71 - (1017) وحدثني زهير بن حرب. حدثنا جرير عن الأعمش، عن موسى بن عبدالله بن يزيد وأبي الضحى، عن عبدالرحمن ابن هلال العبسي، عن جرير بن عبدالله ؛ قال:

 جاء ناس من الأعراب إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم. عليهم الصوف. فرأى سوء حالهم قد أصابتهم حاجة. فذكر بمعنى حديثهم.

 

{71}

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir, A'meş'den, o da Mûsâ b. AbdîIIâh b' Yezîd ile Ebû'd-Duhâ* dan, onlar da Abdurrahmân b. Hilâl El Absi'den, o da Cerir b. Abdillâh'dan naklen rivayet etti. Cerîr şöyle demiş:

 

«Bedevilerden bir takım İnsanlar Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e geldiler, üzerlerindeki giyimleri yapağıdandı. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onların bu kötü hâlini gördü; muhtaç vaziyette idiler...»

 

Râvî hadîsi yukarı dakilerin hadisleri mânâsında rivayette bulundu.

 

 

AÇIKLAMA:

 

Fahr-i Kâinat (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin sevinmesine sebep: Müslümanların kendi emrine imtisâlen tâatullah'a koşmalarını ve gelen muhtaç insanların başlarını çözmelerini gözleriyle görmesidir.

 

Müslümanların birbirlerine gösterdikleri şefkat ve yardım, kendilerini son derece memnun etmiştir.

 

Bu rivayetlerin devamı ve daha fazla izahat için buraya tıklayın